Girizgâh
Hayat kocaman bir sahil ve insanlar da bu sahildeki küçük beyaz taşlar.. Yüzlerce, binlerce, milyonlarca.. Her biri hem aynı, hem bambaşka, hem bir bütün, hem biricik..
Sen de onlardan birisin.. Üstelik ancak çevrendeki taşları biliyorsun, sana dokunanları. Diğerlerinden haberin bile yok, bambaşka şeyler sanıyorsun onları, belki de, "ötekiler" sanıyorsun..
Oysa sen de tıpkı onlar gibisin, hem de onlara hiç benzemiyorsun..
Bazen güçlü bir rüzgarla, sakin ama sürekli bir dalgayla ya da afacan bir çocuğun kovasına girip çıkarak, yer değiştiriyorsun. O zaman "hah şimdi ben burada biz oldum" diyorsun.. Bazen sana sürtünen diğer taşlar, senin üzerinde çizikler, yontular, izler bırakıyor ve seni zamanla başka bir sana dönüştürüyor.. Başkalaşıyorsun.. Bazen de uzuuuun zaman, öylece kalıyorsun, kimseye dokunmadan, uzakta ve unutulmuş. Yokum sanıyorsun.. Bir bütünün parçası olduğunu, çevrendekiler için bir dayanak olduğunu ve senin de onlara dayandığını, ne sık unutuyorsun..
Bu bloğun amacı, sana hayatımdaki küçük beyaz taşları tanıtmak. Bazen çok yakınımdakileri, hep yakınımda olanları. Bazen bir şans eseri kenarıma köşeme dokunup geçenleri, bazen tüm ağırlığıyla üzerimde taşıdıklarımı ya da özlemle, bir türlü kavuşamadıklarımı.. Bazen bir saniyeliğine üzerimden seken ama bir ömür boyu iz bırakanları, bazen de sakin sakin yanımda duran, hiç kıpırdamayan, ancak bir sebeple ve zamanı geldiğinde, yuvarlanıp gittiğinde, yerinde kocaman bir boşluk bırakanları.. Bazen de, boşlukları yeniden dolduranları..
Kendimi bildim bileli insanları izliyorum, insanların iç dünyalarını merak ediyorum. Birine bir şeyi söyleteni, yaptıranı ya da asla yaptırmayanı anlamaya çalışıyorum.. Kimi zaman anlıyorum, kimi zaman hiç anlayamıyorum insanları.. Kimi ufacık bir an hayatıma dokunuyor, mesela bir otobüs durağında beklerken, iki dakikalığına.. Kimi bir ömür boyu yanımda dimdik duruyor. Kimi dayaklık :)) Kimi sevmelik, içine sokmalık.. Kimi şaşkın, kimi kaybolmuş, kimi tam olması gerektiği yerde, kimi hep başka yerlerde olmayı hayal etmiş... Kimi sinir küpü, kimi neşeli, kimi huysuz, kimi komik, kimi hüzünlü, kimi tuhaf, kimi korkutucu... Kimi ağır, kimi hafif, kimi minicik, kimi kocaman..
Kısacası insanlar işte... Uçsuz bucaksız bir sahildeki küçük beyaz taşlar.
Belki biri de sensin? :)
*
Blog yoruma, senden gelecek tepki ve düşüncelere açık ama artık bloglardaki yorumları cevaplamaya yetişemiyorum, yorumuna benden geri cevap bekleme ne olur.. Bir defa da sadece sen beni dinle, ben seni dinleyeyim, cevap vermek için değil, sadece duymak, dinlemek, birbirimizi anlamaya çalışmak için.....
Comments
Post a Comment